a
  • Haberyum
  • Gündem
  • Taş ve fosil koleksiyonunu çalışma odasında sergiliyor

Taş ve fosil koleksiyonunu çalışma odasında sergiliyor

https://haberyum.com/wp-content/uploads/2023/08/masal-bahçe.png https://haberyum.com/wp-content/uploads/2023/10/134X550.jpg

/BİTLİS, BİTLİS Eren Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik bölümünde görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Cihan Önen, topladığı fosil ve taşlardan oluşan koleksiyonunu çalışma odasında sergiliyor. Dr. Öğretim üyesi Önen, küçük yaşta başladığı taş toplama merakı nedeniyle dünyanın değişik ülkelerinden ve Türkiye’nin çeşitli kentlerinden taş topladığını söyledi.
Bitlis Eren Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik bölümünde 10 yıldır görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Cihan Önen, üniversitedeki çalışmalarını yanı sıra dünyanın farklı ülkelerinden ve Anadolu’nun çeşitli kentlerinden de ilginç özellikleri olan taş ve fosiller biriktirdi. Biriktirdiği fosil ve taşları çalışma odasında sergileyen Önen, koleksiyonundaki materyallerden yararlanarak düzenleyeceği sergisini lise öğrencilerine tanıtacağını söyledi.
Değerli taşlardan oluşturduğu koleksiyonundaki taşları işleyerek takı tasarımı da yaptığını anlatan Önen, merakının çocuk yaşta başladığını, taşlarda yaradılışın izlerini bularak, doğanın insanlara sunduğu güzellikleri tanımak ve tanıtmak istediğini belirtti.
Cihan Önen, Orta Asya’daki birkaç ülkeden, Güney Amerika’dan ve Türkiye’nin değişik illerinden topladığı yüzlerce taşı ofisinde ve evinde biriktirdiğini, yaptığı mini torna makinesi ile de bazı taşları işleyerek tespih ve takı yaptığını ifade ederek, “Benim uzmanlık alanım sağlık. Ancak uzmanlık alanımın yanı sıra astronomi, elektrik elektronik cihaz tasarımı ve bunun yanında doğal taşlarla ilgili de çalışma yapıyorum. Çocukluğumdan beri içimde hep bir keşfetme duygusu vardı. İnsanoğlunun yaşadığı evrende o kadar çok güzellik var ki; ömrü boyunca bu güzelliklerin çok azına tanıklık edebilmektedir. Bu güzellikleri görebilmek için şehrin kalabalığından betonlarından sıyrılıp, uzayın yıldızlarıyla, doğanın canlılarıyla, bitkilerin çeşitliliğiyle, bunun yanında çeşit çeşit taşlarla yüzleşebiliyoruz. Her bir taş bende farklı bir merak uyandırdı. Önce doğa sevgisi ve canlı türlerini tanıma sevgisi, zamanla doğadaki taşları tanıma sevgisine dönüştü. Keşfetme duygusuna dönüştü” dedi.
‘TAŞLARI İNCELERKEN, TAKI YAPMA FİKRİ ORTAYA ÇIKTI’
Önen, taşların içindeki kristallere, renklere ve sanata bakarak yaratıcının güzelliklerini gördüğünü de belirterek, şöyle konuştu:
“Topladığım taşları incelerken, bunlardan takı yapma fikri ortaya çıktı. Bunun için de kendi imkanlarımla küçük bir torna yaptım. Tespih, takı gibi çalışmalar da yaptım. Bu taşların bazı özellikleri insan sağlığı için de önemlidir. Vücudu rahatlatan, stresi alan bir sürü taş var. Mesela fosillere baktığınızda sizi milyonlarca yıl öncesine götürüyor. Bazı taşların üzerinde deniz yıldızı, deniz kabuğu, deniz kestanesi gibi figürler var. Bu yöredeki doğada böyle bir şey olması ihtimalini düşündürüyor. Demek ki, yüzyıllar önce bu bölge sular altındaymış fikri ortaya çıkıyor. Doğadaki her şey insanı geçmişine götürüyor. Yaratıcısına daha fazla bağlanmasına neden oluyor. Yarı değerli taşları bulmak da kolay değil, onları bulmak için de dağ bayır gezmek gerekir. Bazen de akşamın karanlığına ultraviyole ışıkla tespit ettiğim bir taşı kırarak içindeki madeni ortaya çıkarıyorum. Elimde birçok yarı değerli taş var”

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

Ataşehir’de kısıtlamaya rağmen açık restorana baskın